Hayatımın Başlangıcı Öncesi Teşekkürler
Merhabalar, Web sitemin konseptini tamamen değiştirmekle değiştirmemek arasında gidip gelirken “lanğ sil alayını” cümlesi çıktı parmaklarımdan. Evet parmaklarımdan… Her şeyi sildim…Bazen bir şekilde ilerlemek için çoğu şeyi silmeniz gerekir. Sanırım hayatımın dönüm noktasındayım. Zira mezun oldum, Edirne’ den İstanbul’ a taşındım, ve bir çok şey daha gerçekleşti hayatımda bir kaç ay içerisinde. Hayatımı dönemsel anlamda anlatmaya başlayacağım.
4 Yıllık Trakya Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Dönemi
Malum Çukurova Üniversitesi İngilizce Makine Mühendisliğini 5 yıl okuyup ite kaka göz ucuyla çalışarak Trakya’ ya yerleştik. Burada 4 Yıl kahrımı çeken , son anlarımda “yeter ulan gelme artık ” diyerek kalem delgeç zımba gibi ofis malzemeleri fırlatan ancak her işimi de neyse yapalım diyerek o an haleden öğrenci işlerindeki memur abla ve abi’lere, Üst tarafta dekanlıkta bulunan Google Maps’ i en güzel içmelik göl kenarı, şelale kenarı, ormanlık alan vs. gibi alanları tespit etmek için kullanan değerli abime (isim vermek doğru olmaz), beni asla yarı yolda bırakmayan ve her işimde yardımcı olan “bizden çok sen buranın bir çalışanısın aslında sana maaş vermeleri lazım” diyen Emre Kıyunat abime teşekkürlerimi sunarım.
Gelelim Öğretim görevlileri listesine ;
1- Annelerin annesi gülüşüyle bağırışıyla okulda yankı uyandıran (gerçekten yankı manasında), elleri öpüle öpüle o küçük ellerinin derisinin turgor basıncı arttırılası, okulda SAYGINLIK kelimesinin anlamını birebir yaşattıran, dekanların bile önünde ilikleyecek düğme kalmadığını fark edince düğme iliklemeyi bıraktığı Zerrin Balkaç’ a,
2- Beni asla yalnız bırakmayan, her daim gülüşüyle, sohbetiyle bir öğretim görevlisinden ziyade bir arkadaş misali canımdan canımı verebileceğim, kılına zarar gelse zarar verene hiç bir şekilde kimsenin gözünün yaşına bakmadan katli vaciptir fermanları yayınlayacağım; nadide melek hocam eğitimci ve kendisini mesleğine adamış olan (keşke biraz da nefes alsan be hocam ara verip bir şeylere) Nilgün Tosun’ a,
3- Okul başlarında sürekli olarak tartışma ortamına girdiğim, ancak uzatılan karşılıklı zeytin dalları vesilesiyle aslında ikimizin de iyi niyetli olduğu ortaya çıkınca güle oynaya zaman geçirdiğim Donanım’ dan geçeceğim diye anakartını yaktığım bilgisayarın sorumlusu (gülücük 🙂 evet hocam dersinizden geçebilmek için yeni bilgisayar aldım şaka şaka) Tek dersten sınavına girdiğim (God Bless You) ve asla unutamayacağım güzel anılarımın, gülümsemelerimin sebebiyatı hocam Fatma Akgün’ e. (Annesini kaybettiğinden mütevellit kendisine baş sağlığı dilemekteyim.)
4- Benim şu anki bulunduğum mertebede bana web tasarımı aşılayan, sevdiren ve kendimi geliştirmemi sağlayan, derslerinde sürekli olarak kendisini üzdüğümüz ,derslerine gelmediğimiz; ancak o ne kadar sinirlense de tehdit olarak yalnızca sınav klasik olacak dese de asla kıyamayan ve hep test yaparak bizleri sınav sonrasında topluca pilavlı sohbet içerisinde hayır dualarına sevk eden, eğitimci rolüyle olduğu kadar öğrenciler için de bir “adamsınnnnnn hocaaa, kralsın hocaa” misali nidaların oluşmasına vesile olan, derdinizi dinleyen ve ciddi anlamda çözüm üretmeye çalışan değerli hocam Cem Çuhadar’ a.
5- Photoshop ile beni buluşturup stamp tool ile doku taşıma işlemlerini gerçekleştirdikten sonra tasarım hususunda “tanrının eli” tablosunda olduğu gibi bir ilham veren, okuldaki kızların ağızları açık baktığı(adam karizma yapacak bir şey yok) derslerinde gülmekten göz yaşı akıtırken, sınavlarında ise hüzünlendiren, üzen ama öğrenmenizi isteyen (öğrendiğinizi anlatabilirseniz soruyu yapmanıza gerek bile kalmaz)… veri tabanı adlı dersten 3 hafta önceden çalışmalara başlayarak geçmemi sağlayan (öğrendim hocam vallahi de öğrendim deliler gibi) gidip bir nargile içebileceğiniz kadar samimi ancak derslerinde son derece ciddi olan Deniz Mertkan Gezgin’ e,
6- Flashtan bir yılan oyunu yapanın kırk yıl kölesi olurum sözlerimi haykırmama vesile olan ve action script e ilgi duymamı sağlayan, ilk başlarda hiç anlaşamadığımız ancak göründüğü gibi olmayıp beni utandıracak kadar iyi bir insan çıkan, adamın derdinden anlayan, oturup iki lakırdı edebileceğiniz ; ya hocam havalar da ısındı diyerek girip memleketi kurtarmalara kadar sohbet edilebilen, web sitesi sözüm olan (yapıcam hocam yeminle 11.11.2014 ten sonra direk çalışmalara geçeceğim.) , Hasan Özgür’ e
7- Visual Studio’ yu 4 yıl aradan sonra bilgisayarıma kurma sebebim olan, her ne kadar dersine çalışmasam da, yaz okulunda tek bir ders için çanakkale’ ye gidip dersi pür dikkat dinleyip sınavdan geçerken “ulan trakyada ben niye çalışmamışım ki yahu Hakan hoca bize çok büyük kıyak geçmiş ama farkında değilmişim keşke çalışsaydım eşek kafam” dememe sebebiyet veren okuldaki not ve ders anlatımı bakımından ennn ama ennn adil hoca olan (ne aldıysanız o aşağısını asla vermez hani hocam beni neden bıraktınız gibi bir soruyla sakın ola sakın gelmeyin direk eve gidin oturun iki si şarp öğrenin geçersiniz illa ki) can hocamız Hakan Güldal’ a
8- Konuşması ile sınıfta “Saat 22:00 da televizyonların alt tarafında çıkan Haydi Çocuklar Uykuya” etkisi yaratan, sınıftaki seslere aldanmayıp parmak uçlarını kavuşturarak dersini anlatan iyi niyeti yüzünden belli olan Nurettin Aydıner’ e
Şükran, Minnet, Teşekkürlerimi sunarım…